Ulu Ârif Çelebi ( Muhammed Celaleddin Ferîdun): 8 Zilkade 670 ( 7 Haziran 1272) Salı – 5 Şubat 1320 (25 Zilhicce 719) Salı
8 Zilkade 670 ( 7 Haziran 1272) Salı günü doğmuştur. Mevlânâ da onun doğumundan pek memnun olmuş, Belh’den gelme bir avuç altını Fatıma Hâtun’un başına saçmıştır. Mevlânâ, yavruyu yeninin içine koymuş, ona kendinin ve Selahaddin’in adı olan Muhammed Celâleddin Ferîdun adını vermiş. “Bu çocuğu Ulu Ârif diye çağırın. Bana da babam Hudâvendigâr derdi, adımı söylemezdi, ona lakabımı manevî armağan olarak verdim.” Buyurmuş ve bu gazeli söylemiştir:
“Bu Ferîdun kutlu olsun bize
Din padişahı olsun
Gökteki ay gibi parlasın
Aydın bir hale gelsin
Şekerlerle dopdolu mısır gibi tatlılaşsın
Kutluluk meydanında topu çelsin
Eğeri vurup yağız ata binsin.
Ay gibi ikbal burcundan doğar
Çünkü bu Ferîdun baştanbaşa sevgidir
Baştanbaşa arılık
Ferîdun, yücelik ve temkin kılıcıyla
Gam Dahhakinin başını keser
Hamdolsun Allah’a
Devlet köşkünde rütbesi, mansabı artar durur.
670 yılında bir Salı günü anadan doğdu.
Zilkadenin sekiziydi, öğleyi iki saat geçmişti
Husrevler soyundandır
Şirin bir sevgili olur elbet
Ana tarafından da soyu padişahtır, baba tarafından da.
Kara gözleri huriler gibi cennetten gelmiştir.
Ergenlik çağına gelip yetişince bu şiirimi görür beğenir.
Dilerim, binlerce yıl yaşasın.
Ferîdun, sen de bu duaya candan âmin de.”
Mevlânâ bir gün de Sultan Veled’e, Bahâeddin demişti, ben bu çocukta yedi velînin nûrunu görüyorum; Bahâeddin Veled’in, Seyyid Burhâneddin’in, Şems’in, Selâhaddin’in, Çelebi Hüsameddin’in nurları, benim nûrum ve senin nûrun.
Ulu Ârif Çelebi, Emir Kayser-i Tebrîzî’nin kızı Devlet Hâtun ile evlenmiş ve bu hanımefendiden iki erkek bir kız çocuğu olmuştur.
- Bahâeddin Emîr Âlim
- Muzaffereddin Emîr Âdil
- Melîke Hâtun